ISPARTA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Kütüphan-e Türkiye Projesi...

Bilgiye erişimde günümüzün en etkili aracı olan internetten, bazı kesimlerin yararlanamaması toplumsal bir adaletsizliğe yol açmakta, sorunun çözümü için de halk kütüphaneleri uygun bir çözüm olarak önerilmektedir.  Bilindiği gibi, henüz kısa bir geçmişi olmasına rağmen, internet toplumsal ve ekonomik hayatı derinden etkilemektedir.  XX. Yüzyılda okuma yazma bilmemek kişiler için nasıl bir engelse, XXI. Yüzyılda bilgi teknolojilerinden ve onun en önemli ürünü olan Internet’ten yararlanmamak aynı sonucu doğuracaktır.  Internet kullanımı hızla yaygınlaşmakla birlikte, dünya üzerinde oldukça fazla sayıda insan bu olanaktan yararlanamamaktadır.  Özellikle toplumun dezavantajlı (düşük gelirli, yaşlı, sakat, eğitim düzeyi düşük, ev hanımları gibi) kesimleri bu teknolojiden yeterince yararlanamamaktadır.  Bu sorunun üstesinden gelmek için gerek devletler, gerekse sivil toplum örgütleri çözüm üretmeye çalışmaktadır.  Internetten yararlanamayan dezavantajlı kesimler için halk kütüphanelerinin en uygun seçenek olabileceği görüşü ağırlık kazanmaktadır.

Kütüphan-e Türkiye Pilot ve Uygulama Projesi de,  halk kütüphanelerini; vatandaşların bilgi ve iletişim teknolojisi (BİT) olanaklarından en üst düzeyde faydalanmalarını sağlayacak hizmetlere ücretsiz olarak erişebilecekleri cazibe merkezleri haline dönüştürmeyi ve Türk toplumunun genelinin ve özellikle de toplumun dezavantajlı kesimlerinin yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedefleyen bir çalışma yürütmektedir.

Dezavantajlı gruplar diyebileceğimiz yaşlı, düşük gelirli, engelli, ev hanımları, işsizler ve kırsal kesimde yaşayan kişilerin internetten faydalanmaları zorlaşmaktadır. Bu durum ise, yurttaşlar arasında eşitsizliğe neden olmaktadır.  Örneğin bu konuda iyi durumdaki ülkelerden birisi olan ABD’de 2011 yılı sonu istatistiklerine göre 65 yaş üstü nüfusun % 60’ı, düşük gelirlilerin % 50’si, eğitim seviyesi düşük olanların % 63’ü, engellilerin de % 60’ı internet erişimine sahip değildir.  Eurostat 2014 raporuna göre Türk toplumunun % 51’nin interneti hiç kullanmadığı, dezavantajlı gruplarda ise internet kullanmayanlarının oranının %83 olduğu ifade edilmektedir. Vatandaşları arasında bilgiye erişimde böylesine eşitsizlik bulunan bir ülke bilgi toplumu hedefine nasıl erişebilir?  

            Her hangi bir nedenle internet erişimi olmayan bireyler için ne yapılması gerektiği önemli bir sorundur. Çeşitli ülkelerdeki örnekler halk kütüphanelerinin bu konuda devreye girebileceğini göstermektedir.  Örneğin ABD’de kamu kaynaklarını kullanan kütüphanelerin neredeyse tamamında Internete erişim ücretsizdir. Bu ülkedeki yoksulluk sınırının altındaki nüfusun yarısından çoğu da e-posta ve internet erişimi için sadece kütüphaneyi kullanır.  ABD’de olduğu gibi Avrupa ülkelerinde de, özellikle Avrupa Birliği’nin tavsiyeleriyle halk kütüphaneleri, toplumun dezavantajlı kesimlerinin bilgi ihtiyaçlarını karşılayan en önemli kurumlar haline gelmektedir.  Halk kütüphanelerinin bu konuda en uygun seçenek olmasının nedenleri şöyle özetlenebilir:

1. “Parasız hizmet” felsefesine sahip olmaları.  Halk kütüphanelerinin hizmeti, geleneksel olarak, ücretsizdir. Bu anlayış, maddi zorluk çeken kesimler için ciddi bir tercih nedeni olmaktadır.

2. Yaygın örgüt yapısı: Ülkenin hemen her yerinde bulunmaları, kolaylıkla erişilebilmelerine olanak sağlamaktadır.

3. Kütüphane çalışanları, gereksinim duyan bireylere eğitim yardımında da bulunmaktadırlar. Bilgi okuryazarlığı yeterli olmayan kişiler de, böylelikle, gerekli eğitim desteği alabilirler.

4. Kütüphaneler, toplumda “güvenli” yerler olarak algılanırlar. Bu yüzden çocuklar, yaşlılar, kadınlar için rahatlıkla gidilebilecek yerlerdir.

Belirtilen bu özellikleri nedeniyle halk kütüphaneleri, toplumdaki dezavantajlı gruplar için, internetten yararlanma konusunda en uygun seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Halk kütüphanelerinin, dezavantajlı kesimlerin internet erişimi için en uygun seçenek olabileceği görüşünden hareket eden Kütüphan-e Türkiye Pilot Projesi;  Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Üniversitesi Teknokent Teknoloji Transfer Merkezi’nin işbirliği ile,  Bill ve Melinda Gates Vakfı’ndan sağlanan fonla, Türkiye’deki halk kütüphanelerinin,  bilgi ve iletişim teknolojisi olanaklarından toplumun genelinin, özellikle dezavantajlı (düşük gelirli, yaşlı, sakat, eğitim düzeyi düşük, ev hanımları gibi) kesimlerinin yaşam kalitesinin iyileştirilmesine nasıl katkıda bulunabileceğini araştıran bir Ar-ge projesidir.  Bu amaçla pilot proje kapsamındaki kütüphane personeli bilgi teknolojisi ve halkla ilişkiler konularında eğitilmiş ve bu eğitimleri halka yansıtmaları için çalışmaları istenmiştir.  Bir yandan da bu eğitimlerin etkisini ölçmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. 2013 yılı Temmuz ayında başlayan projenin Ekim 2015’te bitirilmesi hedeflenmiştir.

Pilot çalışmadan elde edilecek veriler ışığında, Türkiye’deki halk kütüphanelerinin toplumda bir “cazibe merkezi” olarak dönüştürülmesine yönelik, sürdürülebilir bir model önerisinde bulunulacaktır. Bu kapsamda; ülke geneline yönelik bir program hazırlanması öngörülmektedir. Bu programın,  alt yapıya ilişkin sorunları ve çözüm önerilerini içermesi; eğitim, tanıtım, etki değerlendirme konularında neler yapılacağını belgelemesi; ülke programı için gerekli mali yükü ortaya koyması; Projeyi Ulusal Bilgi Toplumu Stratejisi ile bütünleştirecek bir anlayışta olması hedeflenmektedir. 

Projenin tüm Türkiye’de uygulanabilmesi durumunda; BİT alt yapısı hazırlanmış, personeli eğitilmiş, çağdaş tanıtım yöntemlerini kullanabilecek bir yönetim tarzı ile yeni bir anlayışa kavuşan halk kütüphaneleri, toplumun dezavantajlı kesimlerinin “sayısal bölünme” den uğrayacakları zararı önemli ölçüde önleyebilecektir.